5 Ocak 2013 Cumartesi
Hatay İli Tarihi Eserleri 19
İçerisinde demir parmaklıklarla örülü Gazi Abdurrahman Paşa’nın mezarı
çevresinde efradının da mezarları bulunmaktadır.
Antakya-Harbiye yolu üzerindedir. Yapı tek odalı olup içerisinde Şeyh
Yusuf ‘un mezarı bulunmaktadır. Şeyh Yusuf 1500 yıllarında yaşamış,
tıbba faydaları geçmiş bir hekimdir. Günümüzde maneviyatından şifa
bulmak isteyen hastalar tarafından ziyaret edilmektedir.
Şeyh Yusuf Türbesi
Antakya-Harbiye yolu üzerindedir. Yapı tek odalı olup içerisinde Şeyh
Yusuf ‘un mezarı bulunmaktadır. Şeyh Yusuf 1500 yıllarında yaşamış,
tıbba faydaları geçmiş bir hekimdir. Günümüzde maneviyatından şifa
bulmak isteyen hastalar tarafından ziyaret edilmektedir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 18
HATAY İLİ TÜRBELER
Beyazıt-i Bestami Türbesi
Kırıkhan-Hassa yolunun kuzey tarafında küçük bir tepe üzerinde Darb-ı
Sak Kalesi içindedir. Türbe içinde girişteki odada iki mezar
bulunmaktadır. Bu mezarlardan biri Bestami Hazretlerinin çobanına diğeri
de Mustafa Şevki Paşa’ya aittir. Türbe dışında yer alan 3 mezarda ise
Mustafa Şevki Paşa’nın yakınları yer almaktadır. Diğer odada ise tek
olarak Beyazıt-ı Bestami’nin mezarı yer almaktadır. Beyazıt-ı Bestami
bir İslam Evliyasıdır. Asıl adı Tayfur bin İsa’dır.
Hz. Hıdır Türbesi
Samandağ ilçesinin 1,5 km batısında deniz kenarında bulunmaktadır.Tek girişlidir. Hz.Musa ile Hıdır’ın Samandağ’da buluştuğuna dair söylentiler vardır. Hastalar şifa bulacağına inanarak bu türbeyi ziyaret ederler. Hz. Hamza Peygamber Türbesi Antakya Merkez ilçe Gümüşlü Sokaktadır. Kargir bir yapıdır. Üstü çinkodan yapılmış kubbe şeklindedir. Hicri 1310 yılına aittir. Şeyh Ahmet Kuseyri Türbesi Antakya Merkez İlçeye bağlı Şenköy’de bulunmaktadır. Tonozlu bir yapıdır. İçerisinde Şeyh Ahmet Kuseyri ve efradının mezarları bulunmaktadır. Giriş Kapısı üzerinde kitabe mevcuttur. Gazi Abdurrahman Paşa Türbesi Belen İlçesindedir. Halep Valisi olan Gazi Abdurrahman Paşa’nın türbesi kare planlı olup etrafı açıktır.
Hatay İli Tarihi Eserleri 17
duvarlarında stilize bitkisel bezemeler görülmektedir. Külhan hamamın
arka kısmındadır.
Meydan Hamamı
İstiklal Caddesi Meydan hamamı sokak No:11 de yer almaktadır. Selçuklu
dönemi yapılarındandır. Kemerli ve Selçuklu motifleriyle süslü bir
kapısı mevcuttur. İç mekânlarda kesme taşlar kullanılmıştır. Hamam,
soyunma, soğukluk ve yıkanma olarak 3 bölüme ayrılmıştır. Çatıları
tonozludur. Soyunma Bölümünde sekilerin altlarında kuş takaları şeklinde
takunya koyma yerleri mevcuttur. Soğukluk Bölümü dört tonoz üzerine
oturmuştur.
Saka Hamamı
16-17.yy yapısıdır. Fabrikalar Caddesi No.4 de yer almaktadır. Hamama
kemerli bir kapıdan 5 basamaklı bir merdivenle geçilir. Tonozlu bir
koridordan soyunma bölümüne geçilir. Bu bölüm dört kemerli ve
pandandifli olup, doğu-batı istikametindeki kısımlar çapraz tonozludur.
Ortada havuz vardır. Zemin kesme taş ve mermerdir. Duvarlar kesme
taşlardan yapılmıştır.
Antakya sokakları içerisinde, sivil mimariye bitişik eski taş
çeşmelerle karşılaşılmaktadır. Bunların büyük bir kısmı XIX. yüzyılda
yapılmış olup, mimari yönden fazla bir özellik taşımamaktadır. Bu
çeşmelerden bazıları, XX. yüzyılda yapılmış olan Zugaybe Çeşmeleri
ismiyle anılmaktadır. Bunların suları XX. yüzyılın başlarında
Antakya’nın yakınındaki Dursunlu Köyü yakınlarından özel şahıslar
tarafından yapılan çeşmelere kanallar yoluyla getirilmiştir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 16
Barlaam Manastırı
Simon Manastırı
Kızlar Sarayı (Kasr El Banet)
HATAY İLİ KÜLLİYELER
Belen Kanuni Külliyesi
Kanuni Sultan Süleyman’ın, 1553 Mısır seferi sırasında Hatay’ın Belen
ilçesinde Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır. Tarihi İpek Yolu
üzerindeki külliye, yörenin yerleşime açılmasını sağlaması açısından
önem taşımaktadır.
Payas Sokullu Külliyesi
Mimar Sinan (Koca Sinan) tarafından Payas´ta inşa edilmiştir. Külliyeler
Hac yolcuları ve kervanlar için inşa edilen; yolcuların, barınma,
temizlik, ibadet, alışveriş ve en önemlisi de güvenlik ihtiyaçlarını
karşılayan kompleks yapılardır. Ve özellikle İstanbul-Mekke güzergâhında
her; günlük yürüme yolu mesafesinde birer külliye inşa edilmiştir.
Yürüme yolu üzerinde yer alan bu Külliyeler menzil diye de
adlandırılırlar.
Külliye 1574 yılında, Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Sokullu Mehmet
Paşa’nın emri üzerine Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bir
kervansaray, kadın ve erkekler için bir hamam, bir medrese, bir camii ve
45 dükkânı olan bedesten seçkin bir karmaşık olan külliyeyi tamamlar.
Külliyede en önemli yapı olan Kervansarayın geniş avlusu, etrafında
kervanların ve yolcuların geceyi geçirdikleri kubbeli odalarla
çevrilidir. Avlu ve odalar emniyeti sağlayan, 5-6 metre yüksekliğinde
bir gözetleme kulesi olan kalın duvarlarla çevrilmiştir
HANLAR
Kurşunlu Han
Uzunçarşı caddesindedir. Köprülü Mehmet Paşa tarafından 17.yüzyılın
ortasında inşa edilmiştir. Uzunçarşı içinde yer alan Han Antakya’nın en
eski hanıdır.
HAMAMLAR
Yeni Hamam
1078 tarihinde yapılmıştır. Çankaya Sokak No:9 ‘da yer almaktadır.
Hamama giriş kapısı kemerli olup, üzerinde kitabesi mevcuttur. Kubbe
onikigen kasnaklıdır. Doğu-batı kısmı büyük eyvan şeklindedir. Hamam
içinde bir de havuz bulunmaktadır. Duvarlarda kesme taşlar, zeminde
kesme taş ve mermer kullanılmıştır.
Cindi Hamamı
1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Cundi
askerlerinin yıkanması için Sinan Paşa tarafından yaptırıldığı
söylenmektedir. Yıldız Caddesi ve Kahraman Sokağın kesiştiği yerdedir.
Cadde ve sokağa bakan iki girişi mevcuttur. İki kubbesi vardır. Tek
kubbeli soyunma bölümünden soğukluğa geçilmektedir. Soğukluğun ortasında
mermer bir şadırvan bulunmaktadır. Çatı örtüsü ve kubbeler, kiremitle
kaplı olup, diğer mekânlarda kesme taş kullanılmıştır. Soyunma bölümü ve
Sıcaklık bölümünün
Hatay İli Tarihi Eserleri 15
Şıvlan Kalesi (Şalan Kalesi)
Kırıkhan ile İskenderun arasında kurulmuştur. Bulunduğu yer sarp ve
Kayalık bir tepedir. Sarıseki kalesi ile ilişkilidir. Hellenistik
devirden beri var olduğu sanılmaktadır. Bizans ve Haçlılar tarafından
kullanılmıştır. Patika bir yolu vardır.
İmma Kalesi (Reyhanlı)
Yenişehir´de mülkiyeti belediyeye ve Fuat Tut´a ait bir eski eser
kalıntısıdır. Tonozları, kesme taş duvarlarıyla halen ayaktadır.
Mancınık Kalesi
Dörtyol’un güney doğusunda Amanos dağları üzerinde bulunan bir Ermeni
manastırıdır. Sadece yaya gidilebilir.
Cin Kulesi
Bir zamanlar bir hendekle çevrili olan kulenin Haçlılar ya da
Cenevizliler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. İnşa tarihi kesin
olarak bilinmemektedir.saldırılara karşı bir gözetleme kulesi olarak
kullanılan yapı deniz ile Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi arasındaki en
yüksek tepeye inşa edilmiştir.
HATAY İLİ TARİHİ MEKANLAR
Hatay’da 150 adet Arkeolojik sit alanı, 5 adet doğal sit alanı
(Antakya, Harbiye,Reyhanlı-Yenişehir, Kırıkhan Gölbaşı Erzin Başlamış), 1
adet kentsel sit alanı (Antakya) bulunmaktadır.
Açana (Alalah) Hitit Saray Harabesi
İmma Antik Kenti
Tell Tainat
Kiliseler ve Kabartmalar
St. Pierre Kilisesi
Haron (Charonion) Cehennem Kayıkçısı Kabartması
Traianus Su Kemerleri (Kandra)
Demir Kapı
Arsuz
Sütunlu Liman ve Rahibe Kaya Mezarları
Belen
Erzin-Dörtyol İssos Epiphanea Şehri
Harbiye (Daphne) Tarihçesi
Samandağ-Çevlik (Seleucia Pierra)´in Tarihçesi ve Gezilecek Yerler
Antakya
Paleolitik i
Seleukoslar
Seleucia Pieria şehr
Şehrin ÇARŞI ve EL-MİNA
Buluntular:
1-Titus Vespasianus Tüneli
2-Beşikli Mağara
3-Dor mabedi
Titus Vespasianus Tüneli
Kaya Mezarları ve Beşikli Mağara
Dor Mabedi
El-Mina Antik Kenti
Hıdırbey Köy Meydanı
Hatay İli Tarihi Eserleri 14
Özellikle Bizanslılar ve Haçlılar zamanında Selçuklulara karşı
kullanılan önemli bir üs vazifesi görmüştür. Daha sonra Türklerin eline
geçerek son zamanlara kadar kullanılmıştır. Kalenin içinde İslam
Ulularından Beyazıt-i Bestami hazretlerine ait türbe ve mescit
bulunmaktadır.
Bakras Kalesi
Kızıldağ eteğinde inşa edilmiştir. Birkaç kademe halinde yapılan
yuvarlak ve yüksek kale burçlarının mevcut kısımları taşıdıkları
özellikten dolayı ortaçağa ait olduğu düşündürür.
Bakras Kalesi tarihi Hellenistik devre kadar çıkmaktadır. İskender’in
M.Ö. 304’te buradan geçtiği sırada var olduğu düşünülmektedir. Belen
geçidinden Arabistan’a inen eski yolu kontrol etmesi bakımından önem
taşımakta idi. Kale sonraları Romalılar, Bizanslılar ve Haçlılar
tarafından kullanıldı. Zaman zaman haçlılarla Eyyubiler arasında el
değiştirdi. Son olarak Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında 1516
yılında Osmanlıların ellerine geçerek son zamanlarına kadar kullanıldı.
Bugün kalenin surları tahribata uğramakla beraber ayakta durmaktadır.
Koz Kalesi (Kürşat Kalesi)
Altınözü İlçesindedir. Kuseyr Çayının doğduğu bir dere başlangıcında
etrafı duvar biçiminde oyulmuş bir tepecik üzerine inşa edilmiştir.
Güney tarafta 100m ara ile iki yarım daire planlı burç bulunmaktadır.
Kalenin kapısı kuzey taraftadır. Fakat yıkıldığı için esas durumu
hakkında bir bilgimiz yoktur. Üzeri düz bir tarla halinde olan doğu
tarafında bugün bazı yerleri sağlam olan ahırlar ve seyirdim yolları
bulunmaktadır.
Kurt Kalesi İskenderun İlçesi Sarıseki, Haymaçınar yaylasının yaklaşık 1.5 km kuzeybatısında yer almaktadır. Kaleye stabilize yayla yolundan sonra 20 dakika süren orman içi bir yoldan gidilir. Kaleye geçit veren tek yer kale girişinde 30-35 cm genişliğinde bir kısmı kırık kesme taştan yapılmış, bir sekiden ibaret olup, alt tarafı uçurumdur. Geçiş oldukça tehlikelidir. Kale, güney doğu ve batı yönlerinde yer alan vadilere hâkim durumdadır. Kale ana kayalar üzerine oturtulmuş yüksek sur duvarları ile çevrilidir. Sur duvarlarının büyük bir bölümü tahrip olmuş ve yıkılmış vaziyettedir. Sur duvarları yaklaşık 2m genişliğinde olup, sandık duvar tekniğinde yapılmışlardır Sur duvarlarının sağlam kalan kısımları üzerinde mazgal ve pencere unsurlarına rastlanmaktadır. Bu kaleyi iç ve dış kale olarak iki kesimde tanımlayabiliriz. Giriş yerleri kemerlidir. Dışkale olarak adlandırabileceğimiz kısımda bol miktarda bina temelleri ve bunlara ait taşlar yer almaktadır. Bu durumuyla Kalenin doğu kesiminin esirlerin muhafaza edildiği askeri amaçlı, batı kesiminin ise kale halkının oturması amacıyla yapıldığı ve kalenin Roma devrine ait olduğu düşünülmektedir.
Kurt Kalesi İskenderun İlçesi Sarıseki, Haymaçınar yaylasının yaklaşık 1.5 km kuzeybatısında yer almaktadır. Kaleye stabilize yayla yolundan sonra 20 dakika süren orman içi bir yoldan gidilir. Kaleye geçit veren tek yer kale girişinde 30-35 cm genişliğinde bir kısmı kırık kesme taştan yapılmış, bir sekiden ibaret olup, alt tarafı uçurumdur. Geçiş oldukça tehlikelidir. Kale, güney doğu ve batı yönlerinde yer alan vadilere hâkim durumdadır. Kale ana kayalar üzerine oturtulmuş yüksek sur duvarları ile çevrilidir. Sur duvarlarının büyük bir bölümü tahrip olmuş ve yıkılmış vaziyettedir. Sur duvarları yaklaşık 2m genişliğinde olup, sandık duvar tekniğinde yapılmışlardır Sur duvarlarının sağlam kalan kısımları üzerinde mazgal ve pencere unsurlarına rastlanmaktadır. Bu kaleyi iç ve dış kale olarak iki kesimde tanımlayabiliriz. Giriş yerleri kemerlidir. Dışkale olarak adlandırabileceğimiz kısımda bol miktarda bina temelleri ve bunlara ait taşlar yer almaktadır. Bu durumuyla Kalenin doğu kesiminin esirlerin muhafaza edildiği askeri amaçlı, batı kesiminin ise kale halkının oturması amacıyla yapıldığı ve kalenin Roma devrine ait olduğu düşünülmektedir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 13
HATAY İLİ KALELER
Kaleler
Antakya Kalesi ve Surları
M.Ö.300 yıllarında Büyük İskender’in generallerinden Seleucos I. Nikator
tarafından kurulan Antakya kalesi dünyanın önemli yapıları arasında yer
alır. Sırasıyla Seleukos’lar Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar,
Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılarak zamanımıza kadar
gelebilmiştir.12 km uzunluğunda olan surların 360 kuleden oluştuğu
düşünülmektedir. Sayısız depremler ve savaşlar sonucunda çok harap
olmuştur. Bugün ayakta kalan duvarların büyük bir kısmı M.S.6.yy’da
Bizans İmparatoru Justianus tarafından yaptırılmıştır. Kale duvarları;
Asi nehrinin kenarından başlayarak Silpius dağları arasında dolanıp,
Küçükdalyan’da tekrar nehre kavuşmakta idi. Şimdi ancak Silpius dağı
(Habib-i Neccar ) üzerindeki kısımları bulunmaktadır
Kalenin, kuzeyde Halep Kapısı (St. Paul), doğuda Demir Kapı, güneyde Şam
Kapısı, batıda Köprü kapısı ve kuzeybatıda Köpek Kapısı olmak üzere 5
kapısı vardır.
Payas Kalesi
Osmanlılar zamanında İstanbul’dan gelip, Tarsus, Adana, Payas, Belen ve
Antakya üzerinden Mısır ve Hicaz’a giden Hac Yolu bu bölgede türeyen
eşkıyalar yüzünden tehlikeye düşmüştür. Bu eşkıyalara karşı emniyet
sağlayabilmek için Payas Kalesi yapılmıştır. Adana tarafında Kurt Kulağı
denilen yerde süvariler tarafından karşılanan yolcular Payas’a, oradan
da belen geçidine kadar götürülerek emniyetleri sağlamış oluyorlardı.
Kale, şimdi Dörtyol ilçesinin Payas Bucağı içinde eski çarşı yanında
Han, hamam, kervansaray, cami ile birlikte ayakta durmaktadır. Kalenin
etrafı taştan örülmüş bir hendekle çevrilmiştir. Külliyeye bakan doğu
tarafında iki tarafı yuvarlak kaleli demir bir kapısı ve köprüsü vardır.
Dört köşesinde ve kenarında 8 adet kulesi sağlam olarak ayaktadır. Kale
şimdiki haliyle teknik ve sanat bakımından tamamen bir Osmanlı
yapısıdır. Fakat Cenevizliler devrinde de burada küçük bir kale olduğu
tahmin edilmektedir.
Sarıseki Kalesi
İskenderun-Adana asfaltı üzerinde küçük bir tepede kurulmuştur. Bu
kalenin Hellenistik devirden beri var olduğu kabul edilmektedir. Önce
Seleukoslar daha sonra da Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar, Selçuklular
ve Osmanlılar zamanında kullanılmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde
bu kalenin Osmanlıların önemli bir kalesi olduğunu yazmıştır. Şimdi
Askeri Bölge içinde kalan yapının batı tarafında bir kapısı, surları,
yuvarlak burçları harabe halinde bulunmaktadır.
Darb-ı Sak Kalesi ; (Beyazıt-i Bestami)
Kırıkhan-Hassa yolunun kuzey tarafında küçük bir tepede kurulmuştur.
Sarp ve kayalık olan tepenin zayıf noktalarına surlar yapılarak
kuvvetlendirilmiştir. Kale duvarları yer yer büyük hasarlara uğramakla
birlikte bazı kısımları ayaktadır. En eski temelin Hellenistik devirde
yapıldığı anlaşılır. Darb-ı-sak, Şıvlan kale ile bağlantılı bir karakol
halindedir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 12
1700 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Büyük bayramlarda
ve önemli günlerde törenler düzenlenmektedir. Havrada bulunan el yazması
Tevrat 500 yıllıktır.
Ermeni Cemaatine ait İbadet Yerleri
Batıayaz Ermeni Kilisesi
Batıayaz Ermeni Kilisesi Batıayaz’da bulunmaktadır.
Vakıflı Ermeni Kilisesi (Samandağ)
Samandağ’a 5 km uzaklıktadır. Kilise eski bir ipek fabrikasının yerine
1875 yılında kurulmuştur. İpek fabrikası kapandıktan sonra restore
edilerek bugünkü Ermeni Kilisesine dönüştürülmüştür. Kilise halen
kullanılmaktadır.
Karasun Manuk Kilisesi (İskenderun)
1872 tarihinde yapılmıştır. Daha sonra restore edilen bu kilise Ermeni
cemaati tarafından kullanılmaktadır.
Ermeni Kilisesi (Belen)
Yapım tarihi bilinmemesine rağmen Belen’in kurulduğu dönemlerde
yapıldığı sanılmaktadır. 1900’lü yılların başında bölgedeki
karışıklıklarda Ermeniler’in Belen’ i terk etmesinin ardından
kapatılarak kendi haline tek edilmiştir. Bugün oldukça harap olan kilise
günümüzde ibadete açık değildir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 11
Mısır Bilad Al Şam hükümdarlığı zamanında Mohammed Ali oğlu İbrahim
Paşa’nın izni ile ahşap, basit bir kilise olarak yapılmıştır. Sonraki
yıllarda beyaz taştan yüksek bir alanda geniş bir avlu ortasında
yapılmış, çevresine de müştemilat binaları eklenmiştir.
Kilisenin içerisine 70x70 cm2’lik iki sütun arasından girilmektedir. Bu
sütunlardan bir tanesinin üzerine 2 m. yüksekliğinde 12 satırlık bir
şiir, bu kiliseye maddi yardımda bulunan bir aile tarafından Mihail
isimli oğullarının anısına yazılmıştır.
Kilisenin üç salonu ve batı, kuzey, güney yönlerine açılan üç büyük
kapısı vardır.
Doğu Ortodoks Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan bu kilise
deprem sonrası Rus mühendislerinin yardımları ile yeniden yapılmış ve
Rus kiliselerinin üslubu burada da karşımıza çıkmıştır. Kilisenin
içerisinde liturjik kilise eşyaları bulunmakta olup, bunların yanı sıra
Bizans, Rus ve Suriye kökenli ikonalar da vardır.
Ayrıca antik bir taştan yapılmış Taufe Curunu (Vaftiz Kuyusu)’dan akan
sular kilise altındaki mezarlığa dökülmektedir.
Kilisenin kuzeyinde 1911 yılında Patrik IV. Gregorios zamanında yapılmış
olan Ruhban okulu günümüzde kilisenin protokol salonu olarak
kullanılmaktadır.
Antakya Protestan Kilisesi
Fransızlar döneminde elçilik ve Fransız Bankası olarak kullanılmış, 2000
yılında Güney Kore Kwong Lim Metodist Kilisesi tarafından Protestan
Kilisesi olarak tanınmıştır.
Kilisenin Giriş kapısı üzerindeki Türkçe, İngilizce ve Kore dilinde
yazılmış plakette, Haziran 2000’de açıldığı yazılıdır. Bu kilise Kore’li
bir din adamı Pastör tarafından açılmıştır.
Bahçe içerisinde beyaz köfeki taşından kilisenin giriş bölümü boydan
boya ileriye doğru hafif bir çıkıntı yapmakta ve sivri kemerli bir
kapıdan içeriye girilmektedir. Cephe görünümünün iki yanında dikdörtgen
birer pencere, üst katta da yanlarda birer çıkıntılı kısımda da yine
dikdörtgen söveli 3’er pencere bulunmaktadır. Kilisenin en üst noktasına
da bir haç yerleştirilmiştir. İbadet mekânı dikdörtgen bir plan
göstermekte olup, apsidin önünde kürsü bulunmaktadır. Ayrıca iç mekânda
geç devre ait kilise eşyaları ile ikonalar bulunmaktadır.
Musevi Cemaatine ait İbadet Yerleri
Havra (Antakya)
Antakya Musevi cemiyetinin kullandığı bir binadır.
Hatay İli Tarihi Eserleri 10
1897 yılında çok iyi bir şekilde restore edilen kilise yöredeki
Hıristiyanların uğrak yeri olup halen ibadete açıktır.
Maria Ana Rum Ortodoks Kilisesi (Altınözü)
Altınözü’ne 6-7 km uzaklıkta Tokaçlı köyünde bulunmaktadır. Halen
ibadete açık olan kilisenin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir.
Aziz Piyer ve Aziz Paul Kilisesi
Antakya’da Hürriyet Caddesi’nde bulunan Ortodoks Kilisenin yapımına
1860’lı yıllarda başlanmış, ancak 1872 depreminde büyük hasar görerek
yıkılmıştır.
Üç Semavi Dininin birleştiği bir yer olarak bilinen Antakya’daki bu
kilisenin yapımına XIX. yüzyılın sonlarında başlanmış ve 1900’de ibadete
açılmıştır. Dikdörtgen plânlı bir kilise olup, sağında çan kulesi
bulunmaktadır. Avlusu revaklarla çevrilmiştir. Kilise günümüzde ibadete
açıktır.
Antakya Hıristiyan Rum Ortodoks Kilisesi
Antakya’nın Hıristiyan dini yönünden önemli olması bu bölgede
kiliselerin yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak da
Antakya Kilisesi 1833 yılında
Hatay İli Tarihi Eserleri 9
St.Meryem Ana Katolik Kilise ve Manastırı (Güzelyayla-Belen)
1920 yılında yaptırılan Meryem Ana Kilisesi ve Manastırı’nda sadece yaz
aylarında ibadet yapılmaktadır. İskenderun Latin Katolik Kilisesine
bağlı olarak faaliyet gösteren bu kilise 15 Ağustos’ta Meryem Ana’nın
göğe yükselmesine adanmıştır.
St. İlyas Kilisesi (Samandağ)
Samandağ’ına bağlı Zeytinli köyündedir.
Giriş kapısı üzerinde yer alan kitabesine göre, kilise 1874 yılında
yapılmıştır. Kilisede yer alan ikonalar özellikle dikkat çekicidir.
Yaklaşık 1 km ötede, kuruluşu 1600’lü yıllara uzanan ve daha çok cenaze
törenlerinde kullanılan ikinci bir kilise yer alır. Hemen yanında bir
mezarlık mevcuttur. Her iki kilisede bugün ziyarete açıktır.
Meryem Ana Havuzu (Gözcüler-İskenderun)
Hacı Ahmetli Köy’ünü 8 km geçtikten sonra ulaşılan havuzda Meryem
Ana’nın banyo yaptığına inanılmaktadır. Hıristiyanlar tarafından kutsal
bir yer olarak bilinir. Özellikle Ortodokslar Meryem Ana’ya adadıkları
perhizin son günü olan 14 Ağustos’u burada büyük şenliklerle
kutlamaktadır. Civar ağaçlıklı olup doğal güzelliğe sahiptir.
Marcircos Türk-Hıristiyan Ortodoks Kilisesi (Altınözü)
18.yüzyıl başlarında yapılan kilise 1872 yılında meydana gelen depremde
büyük hasar görmüştür.
Hatay İli Tarihi Eserleri 8
Mithat paşa caddesi üzerindedir. 1888 yılında büyük bir restorasyon
geçiren yapı toplam 14 sütun üzerine oturmuştur. Haftanın her günü ayin
yapılmaktadır.
Maryo Hanna Kilisesi (Arsuz-İskenderun)
Hıristiyanlığın ilk yıllarında birçok rahip ve keşiş Hz. İsa’nın
öğretisini yaymak için Arsuz ve çevresine yerleştiler. Bunlardan biri
Arsuz’a bir kilise yaptıran Aziz Hanna idi. Arsuz’un merkezinde bulunan
ve kurucusu adıyla anılan bu kilise halen kullanılmaktadır.
1514 yılında yeniden yapılan kilisede çok sayıda ikona,
1600’lü yıllardan kalma bez üzerine yapılmış çok değerli iki baskı resim
vardır. Bu tablolar halen Aziz Hanna Kilisesinin titiz koruması
altındadır.
Marcircos Ortodoks Kilisesi (İskenderun)
1585 yılında kurulan kilise Denizciler Caddesi üzerinde bulunmaktadır.
Halen yöre halkı tarafından gerek ibadet, gerekse adakta bulunmak için
kullanılmaktadır. Marcircos Ortodoks kilisesinde 5 Mayıs Hıdır İlyas
şenlikleri ve 6 Mayıs Aziz’in isim günü kutlamaları yapılmaktadır.
Hatay İli Tarihi Eserleri 7
HABİBİ NECCAR
Bu sözler üzerine galeyana gelen halk hem Habib-ün Neccar’ ı hem de
elçileri şehit etmişlerdir.
İlk defa Baybars zamanında eski bir tapınağın yerine yaptırılmış olup
17.yüzyılda yeniden yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Altında 3 gömüt
vardır. Kitabesinde yeniden yapım tarihi olarak hicri 1275 yazılıdır.
Şadırvan hicri 1275 tarihlidir.
Antakya da yaşamış bir din büyüğüdür. Marangozlukla uğraştığı için
kendisine En-Neccar denilmiştir.
Diğer Camiler:
Şeyh Ali Cami
Yeni Cami
Ağalar Cami
Ahmediye camii
Köşker Camii
Halil Ağa Camii
HİRİSTİYANLARA AİT DİNİ MEKANLAR
Hristiyanlara ait İbadet Yerleri
Katolik Kilisesi (Antakya)
Günümüzde halen kullanılmakta olan kilise, Kurtuluş caddesi, Kurtuluş
sokakta yer almaktadır.
Aziz Nikola Ortodoks Kilisesi (İskenderun)
1870 yılında kurulmuş olan kilise, halen İskenderun’da kullanılmaktadır.
Şehit Pamir Caddesindedir. Halen ibadete açık olan kilisede paha
biçilmez tablolar ve işlemeler vardır.
İtalyan Katolik Latin Kilisesi (İskenderun)
1600’lü yılların başında Kapuçin Rahipleri tarafından kurulan kilise
Hatay İli Tarihi Eserleri 6
Bu caminin Memlûk dönemi eseri olduğu, Osmanlı döneminde bir kaç defa
onarım gördüğü sanılmakladır. Doğu- batı yönünde uzanan dikdörtgen
planlıdır. Caminin Osmanlı tarzında yapılmış silindirik geniş gövdeli ve
yüksek minaresi şerefeli, sivri külahlıdır ve bir kaç defa tamir
görmüştür. Üzerindeki 1704 tarihli kitabe bir kaç onarımdan birine ait
olmalıdır. Gravürlerde, minarenin 200 yıl önce de aynı stilde olduğu
görülmektedir. Avlusu geniş, taş döşeli, şadırvanlıdır. Mimarı ve
yapılış yılı bilinmemektedir.
Üzerinde, 1872 depreminden sonra onarıldığını gösteren 1874 tarihli bir
kitabe bulunmaktadır.
Habib-i Neccar Camii
Hz. İsa Antakya’ya elçiler göndermiş halkı gerçek dinine çağırmıştır.
Ancak halk bu çağrıya tepki göstererek elçileri öldürmek istemişlerdir.
Bunu duyan Habib-ün Neccar dağdaki marangoz atölyesini bırakarak şehre
gelmiş ve Antakya halkına elçilere uymalarını öğütlemiştir. Halk onu
dinlememiş ölümle tehdit etmiştir. Bu tehditlere kulak asmayan Habib-ün
Neccar elçilere “Yanlarında olduğunu ve Allah’a inandığını” söylemiştir.
Hatay İli Tarihi Eserleri 5
St. Pierre Antakya’ya gelerek (M.S.1.y.y.ilk yarısında) burada
telkinlere başlamıştır. İsa’ya inananlara “Hiristiyan” adı ilk kez
burada verilmiştir. 1963 yılında Papa VI. Paul tarafından burası
Hıristiyanların Hac yeri olarak kabul edilmiştir. Her yıl 29 Haziran’da
St.Pierre günü (bayram) kutlamaları yapılmaktadır. Yaklaşık olarak 2300
yıllık bir geçmişi olan Antakya'da ilk yerleşimin tarihi M.Ö. 8000'e
kadar uzanır. Şehri İskender'in ölümünden sonra imparatorluğunu paylaşan
komutanlarında Seleukos kurmuştur.
Daha sonra Part, Sasani, Bizans, Abbasi Tolunoğulları, Aksitler,
Hamdanogulları, Selçuklu, Haçlı ve Memluk egemenliklerine girmiştir.
Şehir Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında Osmanlı egemenliğine
geçmiştir.1937'de bağımsız Hatay Devleti kurulmuş,1939'da Hatay Türkiye
Cumhuriyeti'ne bağlanmıştır
HATAY İLİ TARİHİ ESERLERİ
HATAY İLİ TARİHİ MEKANLAR
CAMİLER
Ulu Cami
16.yüzyılda yapılmış olup, Selçuklu tarzını anlatır. Tonozlu ve düz
çatılıdır. Kitabesinde Hicri 1117 tarihi bulunmaktadır.
Antakya camilerinin en eskisi ve en büyüğü Ulucami´dir. Asi kenarındaki
bu caminin içi, diğer tüm Türk camilerinde olduğu gibi çok sadedir. İçi
kıymetli halılar ile kaplı caminin duvarlarında altın harflerle yazılmış
ayetler vardır.
Hatay İli Tarihi Eserleri 4
Bu evlerden biri sinema, biri Belediye başkanlığı, diğeri de Postane
olarak hizmet veriyor. Antakya Mozaik müzesi de bu meydandadır. Habib-i
Neccar Camii Kurtuluş caddesi ile Kemal Paşa caddesi kavşağında bulunan
camii, Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir
Antakyalının adını taşımaktadır. Camiinin kuzeydoğu köşesinde 4 metre
derinde
Habib Neccar Türbesi vardır. Bugünkü camii Osmanlı dönemi eseridir.
Etrafı medrese odaları ile çevrili camii avlusundaki şadırvan 19. yüzyıl
eseridir. Antakya Arkeoloji Müzesi Mozaik Eserleri Antakya’da yaşanan
zenginlik ve ihtişam dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir. Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin
büyüklüğü,
sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesidir. Mozaikler Grek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya’da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor, Antakya Müzesi’nde. Müzede ayrıca heykeller de bulunmaktadır ki, bunların en önemlisi 3 m boyundaki Apollon heykelidir. 8 salonu bulunan müzede kazılardan çıkan diğer arkeolojik buluntular, sikkeler, süs eşyaları da görülebilir. Mozaiklerin bir bölümü salonların yetersizliğinden ötürü bahçede, mozaikler için zararlı dış koşullarda sergileniyor ve ne yazık ki renkleri soluyor, değer yitiriyor. St. Pierre Kilisesi Antakya’nın 2 Km. kuzeydoğusunda, Reyhanlı karayolu üzerinde, Habib-i Neccar Dağı’nın uzantısı olan Haç (Stauris) Dağının eteğindedir. 13 metre uzunluğunda, 9,5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğinde doğal bir mağaradır. Hz. İsa’nın ölümünden sonra havarilerinden
sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesidir. Mozaikler Grek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya’da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor, Antakya Müzesi’nde. Müzede ayrıca heykeller de bulunmaktadır ki, bunların en önemlisi 3 m boyundaki Apollon heykelidir. 8 salonu bulunan müzede kazılardan çıkan diğer arkeolojik buluntular, sikkeler, süs eşyaları da görülebilir. Mozaiklerin bir bölümü salonların yetersizliğinden ötürü bahçede, mozaikler için zararlı dış koşullarda sergileniyor ve ne yazık ki renkleri soluyor, değer yitiriyor. St. Pierre Kilisesi Antakya’nın 2 Km. kuzeydoğusunda, Reyhanlı karayolu üzerinde, Habib-i Neccar Dağı’nın uzantısı olan Haç (Stauris) Dağının eteğindedir. 13 metre uzunluğunda, 9,5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğinde doğal bir mağaradır. Hz. İsa’nın ölümünden sonra havarilerinden
Hatay İli Tarihi Eserleri 3
Ardından Bizans ve Selçuklu dönemi yaşandı. 1516’da Osmanlı şehri oldu.
1918’de Fransız işgaline uğradı. 1938’de bağımsız bir devlet statüsü
kazandı. 1939’da da Hatay Devlet Meclisi’nin verdiği kararla Türkiye’ye
bağlandı. Kentin Tarihi Dokusu Antakya’nın tarihi kent dokusunu tanımak
için Asi nehrinin üst yanını dolaşmak gerekir. Yeni kent şehre giriş
tarafında ve nehre kadar olan bölümdedir.
Kentin tarihi dokusu büyük ölçüde korunmuştur. Kent farklı dinlerden
insanların yıllardır bir arada yaşadığı, dışarıdan fazla göç almadığı
için de fazla bozulmamış bir yapıdadır. Eski Antakya evleri, kemerli bir
yapıyla bir arabanın zar zor geçebileceği taş döşeli ara sokaklara
açılır. Sokakların ortası, yağmur sularının akabilmesi için geniş bir
oluk gibi düşük seviyelidir.
Evlerin hemen hepsine bir avluyla girilir. Avluların kimisi, merdivenle
çıkılan birinci kattadır ve yaşam diye nitelenen bölüme bu avlulardan
geçilerek girilir. Birinci katlar taş, ikinci katlar bağdadidir.
Evlerin dış görünüşü sadedir ama içerideki taş ve ahşap işçiliğiyle
yağlı boya süslemeler göz alıcıdır. Zeminleri göz alıcı renklere sahip
karo taşlar süslemektedir. Kentte görmeye değer tarihi yapıların önemli
bölümü Kurtuluş Caddesi üzerindedir. Şehrin ana caddelerinden biri olan
ve çok sayıda dükkanın sıralandığı cadde üzerinde; Ulu Cami, Habib
Neccar Camisi ve türbesi, Süveyka Camisi, Katolik Kilisesi görülebilir.
Giriş kapısı üzerindeki freskleriyle dikkat çeken Ortodoks Kilisesi ise
Kuruluş Caddesi’ni Meydana bağlayan ara caddelerden biri üzerindedir
ve dar bir pasajla büyük avlusuna girilmektedir. Eski kentle yeniyi
birbirine bağlayan köprü, eski taş köprünün yerine yapılmış. Son derece
sağlam olan tarihi taş köprü, Amik ovasının kurutulması için uygulamaya
konan projeye kurban gitmiş. Köprü çevresinde tarihi Antakya evlerini
görmek mümkün.
Hatay İli Tarihi Eserleri 2
HATAY İLİ TARİH
Tarihçe
Antakya´nın Kısa Tarihçesi Roma İmparatorluğu’nun üç büyük kentinden
biri ve doğu başkenti. Hristiyanlığın Kudüs dışında yayıldığı ilk kent.
Hz. İsa A.S. takipçilerinin Hristiyan adını aldıkları ilk kent. Yakın
çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi...
Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının
ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü konumuyla
karşılaştırıldığında inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahiptir. Antakya
M.Ö. 4. yüzyılda Suriye Kralı 1. Seleukos tarafından kurulmuş ve babası
Antiochos’un adını vermiştir. M.Ö. 64 yılında Roma İmparatorluğu’na
bağlanmış ve bu dönemde gelişerek nüfusu 200.000’e ulaşmıştır.
Antakya’nın bu gelişmişliği,
Akdeniz ile Mezopotamya arasında bir köprü oluşturmasından
kaynaklanmıştır. Gemiler kıyıdan 29 km uzaklıktaki bu kente Asi nehri
üzerinden gelebiliyorlardı. Hareketli bir ticari hayat ve lüks malların
üretimi şehre büyük bir zenginlik kazandırmıştı. Bu zenginlik dönemi,
şehrin 526 depreminde yerle bir olmasına kadar sürdü. Antakya daha sonra
300 yıl süreyle
Arap-İslam ordularının denetiminde kaldı.
Hatay İli Tarihi Eserleri 1
HATAY İLİ TARİHİ VE TARİHİ ESERLERİ
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HATAY
hatay
türkiye hatay
hatay türkiye
hatay resimler,hatay fotoğraflar,hatay manzaralar,hatay görüntüler,hatay tarihi,hatay tarihi eserleri,hatay tarihi mekanları,hatay tarihi yerleri,hatay sağlık,hatay hastahaneleri,hatay devlet hastahanesi,hatay iklim,hatay video,hatay spor,hatay yemekleri,hatay turizm,hatay otel,hatay yurt,hatay pansiyon,hatay ulaşım,hatay sınır,hatay savaş,hatay koanaklama,hatay konut,hatay emlak,hatay daire,hatay satılık,hatay kiralık,hatay arsa,hatay ekonomi,hatay sanayi,hatay ticaret,,hatay tarım,hatay nehirleri,hatay valiliği,hatay belediye,hatay ilçeler,hatay meb,hatay eğitim,hatay okul,hatay kurs,hatay lisesi,hataydoğa,hatay gezi,hatay tatil,hatay deniz,hatay plaj,hatay kumsal,hataydağları,hatay akarsuları,hatay kültür,hatay sanat,hatay camileri,hatay kiliseleri,hatay din,hatay
1 Ocak 2013 Salı
Hatay İli Tanıtımı 12
Ayrıca Dörtyol, Erzin, Payas Ovası 34.920 hektar. Arsuz Ovası 6.480 hektar. Samandağ Ovası 3.200 hektardır.
Tarım Alanları (hektar)
(2006 yılı verileri)
Türkiye Geneli : 2.979.095
Hatay : 273.000
Hatay8217;da Ekilen tarım alanları (hektar)
(2006 Yılı verileri)
Ekilen Tarla Nadastaki Tarla Sebze ve Bağ Bahçeleri Meyve, zeytinlik ve bağlar Toplam
172.943 250- 41.278 71.952 270.766
Kaynak: Hatay Tarım İl Müdürlüğü
Antakya, Kırıkhan, Reyhanlı ilçeleri ile birlikte
amik ovasında pamuk, buğday soya susam ve mısır, Antakya ve Altınözü’nde zeytin, Altınözü ve Yayladağı’nda tütün, Dörtyol ve Erzin yöresinde ve Samandağ yöresinde yaş sebze, meyve ve seracılık olmakla birlikte tüm yaş meyve yetiştiriciliğin temelini oluşturan fidan yetiştiricili ile Antakya’ya bağlı Fidanlı Köyünde fidan yetiştirme önemli yer tutmaktadır. Tarımsal üretime bağlı olarak Antakya ve ova ilçelerinde Pamuk çırçır, prese, iplik, pamukyağı ve zeytinyağı fabrikaları, un fabrikalarının, tarım alet ve makineleri yapımı yönünden gelişmiştir
Tarım İl Müdürlükleri; bünyesinde kurulan Organik Tarım Timleri üreticileri eğitmek ve müteşebbis ve işletme denetimlerini yapılmış organik üretim gerçekleştirilmiştir.
amik ovasında pamuk, buğday soya susam ve mısır, Antakya ve Altınözü’nde zeytin, Altınözü ve Yayladağı’nda tütün, Dörtyol ve Erzin yöresinde ve Samandağ yöresinde yaş sebze, meyve ve seracılık olmakla birlikte tüm yaş meyve yetiştiriciliğin temelini oluşturan fidan yetiştiricili ile Antakya’ya bağlı Fidanlı Köyünde fidan yetiştirme önemli yer tutmaktadır. Tarımsal üretime bağlı olarak Antakya ve ova ilçelerinde Pamuk çırçır, prese, iplik, pamukyağı ve zeytinyağı fabrikaları, un fabrikalarının, tarım alet ve makineleri yapımı yönünden gelişmiştir
Tarım İl Müdürlükleri; bünyesinde kurulan Organik Tarım Timleri üreticileri eğitmek ve müteşebbis ve işletme denetimlerini yapılmış organik üretim gerçekleştirilmiştir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız