Bu caminin Memlûk dönemi eseri olduğu, Osmanlı döneminde bir kaç defa
onarım gördüğü sanılmakladır. Doğu- batı yönünde uzanan dikdörtgen
planlıdır. Caminin Osmanlı tarzında yapılmış silindirik geniş gövdeli ve
yüksek minaresi şerefeli, sivri külahlıdır ve bir kaç defa tamir
görmüştür. Üzerindeki 1704 tarihli kitabe bir kaç onarımdan birine ait
olmalıdır. Gravürlerde, minarenin 200 yıl önce de aynı stilde olduğu
görülmektedir. Avlusu geniş, taş döşeli, şadırvanlıdır. Mimarı ve
yapılış yılı bilinmemektedir.
Üzerinde, 1872 depreminden sonra onarıldığını gösteren 1874 tarihli bir
kitabe bulunmaktadır.
Habib-i Neccar Camii
Hz. İsa Antakya’ya elçiler göndermiş halkı gerçek dinine çağırmıştır.
Ancak halk bu çağrıya tepki göstererek elçileri öldürmek istemişlerdir.
Bunu duyan Habib-ün Neccar dağdaki marangoz atölyesini bırakarak şehre
gelmiş ve Antakya halkına elçilere uymalarını öğütlemiştir. Halk onu
dinlememiş ölümle tehdit etmiştir. Bu tehditlere kulak asmayan Habib-ün
Neccar elçilere “Yanlarında olduğunu ve Allah’a inandığını” söylemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder