HATAY İLİ KALELER
Kaleler
Antakya Kalesi ve Surları
M.Ö.300 yıllarında Büyük İskender’in generallerinden Seleucos I. Nikator
tarafından kurulan Antakya kalesi dünyanın önemli yapıları arasında yer
alır. Sırasıyla Seleukos’lar Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar,
Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılarak zamanımıza kadar
gelebilmiştir.12 km uzunluğunda olan surların 360 kuleden oluştuğu
düşünülmektedir. Sayısız depremler ve savaşlar sonucunda çok harap
olmuştur. Bugün ayakta kalan duvarların büyük bir kısmı M.S.6.yy’da
Bizans İmparatoru Justianus tarafından yaptırılmıştır. Kale duvarları;
Asi nehrinin kenarından başlayarak Silpius dağları arasında dolanıp,
Küçükdalyan’da tekrar nehre kavuşmakta idi. Şimdi ancak Silpius dağı
(Habib-i Neccar ) üzerindeki kısımları bulunmaktadır
Kalenin, kuzeyde Halep Kapısı (St. Paul), doğuda Demir Kapı, güneyde Şam
Kapısı, batıda Köprü kapısı ve kuzeybatıda Köpek Kapısı olmak üzere 5
kapısı vardır.
Payas Kalesi
Osmanlılar zamanında İstanbul’dan gelip, Tarsus, Adana, Payas, Belen ve
Antakya üzerinden Mısır ve Hicaz’a giden Hac Yolu bu bölgede türeyen
eşkıyalar yüzünden tehlikeye düşmüştür. Bu eşkıyalara karşı emniyet
sağlayabilmek için Payas Kalesi yapılmıştır. Adana tarafında Kurt Kulağı
denilen yerde süvariler tarafından karşılanan yolcular Payas’a, oradan
da belen geçidine kadar götürülerek emniyetleri sağlamış oluyorlardı.
Kale, şimdi Dörtyol ilçesinin Payas Bucağı içinde eski çarşı yanında
Han, hamam, kervansaray, cami ile birlikte ayakta durmaktadır. Kalenin
etrafı taştan örülmüş bir hendekle çevrilmiştir. Külliyeye bakan doğu
tarafında iki tarafı yuvarlak kaleli demir bir kapısı ve köprüsü vardır.
Dört köşesinde ve kenarında 8 adet kulesi sağlam olarak ayaktadır. Kale
şimdiki haliyle teknik ve sanat bakımından tamamen bir Osmanlı
yapısıdır. Fakat Cenevizliler devrinde de burada küçük bir kale olduğu
tahmin edilmektedir.
Sarıseki Kalesi
İskenderun-Adana asfaltı üzerinde küçük bir tepede kurulmuştur. Bu
kalenin Hellenistik devirden beri var olduğu kabul edilmektedir. Önce
Seleukoslar daha sonra da Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar, Selçuklular
ve Osmanlılar zamanında kullanılmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde
bu kalenin Osmanlıların önemli bir kalesi olduğunu yazmıştır. Şimdi
Askeri Bölge içinde kalan yapının batı tarafında bir kapısı, surları,
yuvarlak burçları harabe halinde bulunmaktadır.
Darb-ı Sak Kalesi ; (Beyazıt-i Bestami)
Kırıkhan-Hassa yolunun kuzey tarafında küçük bir tepede kurulmuştur.
Sarp ve kayalık olan tepenin zayıf noktalarına surlar yapılarak
kuvvetlendirilmiştir. Kale duvarları yer yer büyük hasarlara uğramakla
birlikte bazı kısımları ayaktadır. En eski temelin Hellenistik devirde
yapıldığı anlaşılır. Darb-ı-sak, Şıvlan kale ile bağlantılı bir karakol
halindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder